En Çok Bana Soracaksınız Sendromu !

  • 28 Ağustos 2016

Bu yazımda 20 – 30 yıl sonraki Kaan’a sesleniyorum. Aynı zamanda az çok kendine hedefler koyup da bu hedefleri tutturanların 20 – 30 yıl sonraki hallerine sesleniyorum. Veya daha kısa bir seslenme olsun, geçmişte birşeyler başarmış, hükmetmiş, yönetmiş, komuta etmiş, sözü bir sektörde veya alanda geçmiş tüm insanlara sesleniyorum.

Hayatta başarı kavramı, popülarite ve trendler o kadar hızlı değişiyor ki, bunun farkına varamayanlar bir zamanlar sahip oldukları güçler elinden gittiğinde tek yaptıkları şey isyan etmek oluyor. Ancak bu isyan arta kalan bazı değerleri de tek seferde yok ederek sizi iyice yanlızlığa sürüklüyor. Yazımın detaylarına girmeden önce, ana konumuz olan Erol Büyükburç’un o meşhur çıkışını tekrar izleyelim.

Her insanın bir devri vardır ve bu devir bir zaman mutlaka son bulur. Aynı zamanda insanlar hayatları boyunca ne yaparlarsa yapsınlar büyük ölçüde hatırda kalan son yaptıklarıdır. Dolayısıyla sektörünüzdeki, iş yaşantınızdaki veya medyadaki son iziniz neyse tarihte en çok anımsanan da o olacaktır. Dünya kadar iyilik yapın en son yaptığınız bir kötülük hepsinin çöpe atılmasına sebep olacaktır. Bu yüzden istikrar ve süreklilik burada da son derece önemlidir.

Bir zamanlar bir alanda başarılı olmanızın, gözde, popüler ve ünlü olmanızın etkisi bunlara neden olan faktörleri sürdürebildiğiniz veya gelişen trendlere ve yeniliklere uyum sağlayabildiğiniz ölçüde geçerliliğini korur.

Özellikle 50 yaş üstü insanların eski otoritesi, gücü ve yetkisinin düşerek toplum veya çevresindeki insanlar üzerindeki etkilerinin azalıyor olması, maalesef her zaman kabul edilebilir olmuyor ve bu durum insanlarda isyana sebep oluyor. İşte bu isyanın gerçekleştiği an tam olarak da Erol Büyükburç sendromudur.

Bir yanda saksı değilim ben cümlesiyle eğlenen ve sürekli geyik yapan bir gençlik varken bir yanda bu sözleri sarfeden kişi özelinde yatan travma arasındaki uçurumun farkında mıyız? Bu uçurumun asıl sebebi de günden güne büyüyen bu durumun farkına varıp tedbir alamamak ve yenilenememek.

İnsanları eğlendirdiğiniz ölçüde, insanlara faydalı olduğunuz ölçüde, insanların menfaatine uygun davrandığınız ölçüde otoritenin korunacağını söyleyebiliriz. Dolayısıyla bir insanın ömrü boyunca bunları sağlama yeteneği ve gücü olamayacağından bir süre sonra bu otoritenin azalacağını bilmek gerekir. Bu sayede bunun farkında olarak yaşanabilecek psikolojik yıkımların çok rahat önüne geçebilirsiniz.

Düşünsenize milyonların sevdiği, kapısında kuyruk olduğu bir insanken, sözünün dinlenmediği ve belki de yanından geçerken selam vermediği bir insan haline geliyorsunuz. Bu durumu kaldırabilmek için yapılması gereken en önemli şey duyguları kontrol altına almayı bilmektir. Birşeylere sahip olduktan sonra karakterinizin değişmesi, halk dilinde “burnunuzun kalkması veya kendinizi birşey zannetmeniz” ileride öyle bir travmayı yaşayabilecek insanların ortak özelliğidir. Elbette bazı değerlerin değişerek şartlara kısmen de uyum sağlamak o pozisyonu hakettiğini göstermek için gereklidir ancak bunun psikolojisinin de geçici olduğunu bilerek kendinizi ve duygularınızı kontrol altında tutmanız gerekir. Yoksa hayal kırıklıklarınız da o ölçekte büyük olacaktır.

Peki ne yapmak gerekir? Tek Cevap : Yeni nesili analiz etmek ve trendleri mümkünse önden veya değilse yakınen takip edebilmek. Bu kapsamda bazı şirketler Y kuşağının beklentilerini analiz edebilmek için örnek bir ekip kurarak, davranışlar ve beklentileri analiz ederek iç yapısını şekillendirmeyi tercih ediyorlar. Dolayısıyla ünlüler de yeni kuşakların alışkanlıklarını ve eğilimlerini daha iyi analiz edip o yönde kendilerini yenilemeleri gerekir. Biz Webtures olarak önümüzdeki günlerde bu yönde bir takım projeler düşünüyoruz. Bunlardan birincisi gruplar halinde anaokulu veya ilkokul öğrencilerini ofisimizde ağırlayıp, ofisi, ekibi ve çalışma alanını nasıl gördüklerini anlatan bir resim çizmelerini isteyeceğiz. Bu onların gözünde neyin olumlu ve neyin olumsuz olduğunu görmemizi sağlayacak. Bu sayede yeni ilgi odaklarının yani motivasyon kaynaklarının neler olduğunu çok rahat anlayabileceğiz. Girişimci Kafası veya Wbtrs.com projesiyle gençlerin çalışma hayali kuracağı şirketlerde beklediği özellikleri belirtmesini isteyeceğiz veya kendi şirketleri olsa hangi özellikleri uygulamak isterlerdi bunları anket veya çeşitli değerlendime kriterleriyle ölçmeye çalışacağız.

Tüm bu sayılan özellikler ebeveyn olmakta da son derece gereklidir. Çünkü kendinizi geliştiremediğiniz sürece hızla gelişen çocuklarınızın sizleri geçmesi ve artık onlara yetmediğiniz düşüncesiyle onların sizden uzaklaşması son derece kolaydır. Onları daha güvenli ve kontrollü yetiştirmek için onlara daha fazla katkı sunmanız ve bunun için ihtiyaçlarını anlayarak bu yönde kendinizi geliştirmeniz gerekir.

Özetle hayat bana şunu öğretti : Ya Yenileneceksin Ya da Yenileceksin !

Yorumlar (3)
  • Onur Çetin 29 Ağustos 2016 17:00

    Merhaba Kaan Hocam ,

    Yazınız Güzel Olmuş Öncellikle Tebrik Ederim ve yazılarınızın devamını dilerim :) .

    Kitaplarınızı Okudum Kitaplarınızın Arkasında ” KAAN GÜLTEN kimdir ? ” Kısmında En Son Cümlesinde Yerli ve Devlet destekli bir arama motoru kurmak istediğinizi belirtmişsiniz , Gerekli Kişilerle Konuştunuz mu ? Ülkemiz 15 temmuzda zor bir durum geçirdi . Yabancı Sosyal Medya & Haberleşme siteleri bağlantıları koparabilirdi . Bunun için bize yerli bir Arama Motoru ve Sosyal Medya Lazım Bu projeleri Ekibinizle ve devlet desteğiyle gerçekleştirebiliceğinizi umuyorum .

    İyi Günler Dilerim

    Onur Çetin

  • Hüseyin 30 Ağustos 2016 01:08

    Ne güzel ifade etmişsiniz. Basit, sade ve bir o kadar da ‘öz’. Keyif alıyorum çalışmalarınızı incelerken. Ben bir tiyatro öğrencisiyim. İşim sanat, sahne, performans.. Ek olarak da webmaster olarak içerik üretiyorum. Birinde sahnedeyim, birinde ekranda. İnsanı anlamak, yenilemek ve yenilenmek, her devrin en önemli ‘ihtiyacı’ ve ‘zorunluluğu’ diye düşünüyorum. Bu yazınız, bunun somut örneklerinden ve kanıtlarından oldu benim için. Teşekkür ediyorum güzel insanlara. Sizlere.

  • Hüsamettin Ünal 31 Ağustos 2016 21:55

    Son cümlenden çok şey anladım reis teşekkürler.